Ağır ağır ölür
alışkanlığının kölesi olanlar,
her gün aynı yoldan yürüyenler,
yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler,
giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler,
tanımadıklarıyla konuşmayanlar.
Ağır ağır ölür
tutkudan ve duygulanımdan kaçanlar,
beyaz üzerinde siyahı tercih edenler,
gözleri ışıldatan ve esnemeyi gülümseyişe çeviren
ve yanlışlıklarla duygulanımların karşısında
onarılmış yüreği küt küt attıran bir demet duygu yerine
“i” harflerinin üzerine nokta koymayı yeğleyenler.
Ağır ağır ölür
işlerinde ve sevdalarında mutsuz olup da
bu durumu tersine çevirmeyenler,
bir düşü gerçekleştirmek adına kesinlik yerine
belirsizliğe kalkışmayanlar,
hayatlarında bir kez bile
mantıklı bir öğüde aldırış etmeyenler.
ağır ağır ölür
yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar,
müzik dinlemeyenler,
gönlünde incelik barındırmayanlar.
Ağır ağır ölür
özsaygılarını ağır ağır yok edenler,
kendilerine yardım edilmesine izin vermeyenler,
ne kadar şanssız oldukları
ve sürekli yağan yağmur hakkında
bütün hayatlarınca yakınanlar,
daha bir işe koyulmadan o işten el çekenler,
bilmedikleri şeyler hakkında soru sormayanlar,
bildikleri şeyler hakkındaki soruları yanıtlamayanlar.
Deneyelim ve kaçınalım küçük dozdaki ölümlerden,
anımsayalım her zaman:
yaşıyor olmak yalnızca nefes alıp vermekten
çok daha büyük bir çabayı gerektirir.
Yalnızca ateşli bir sabır ulaştırır bizi
muhteşem bir mutluluğun kapısına.
Pablo Neruda