Sezai Karakoç’tan Seçme Şiirler
Anneler Ve Çocuklar Anne ölünce çocukBahçenin en yalnız köşesindeElinde bir siyah çubukAğzında küçük bir leke Çocuk öldü mü güneşSimsiyah görünür gözüneElinde bir ip nereyeBilmez bağlayacağını anne Kaçar herkestenDurmaz bir yerdeAnne ölünce çocukÇocuk ölünce anne Kar Şiiri Karın yağdığını görünceKar tutan toprağı anlayacaksınToprakta bir karış karı görünceKar içinde yanan karı anlayacaksın Allah kar gibi gökten yağıncaKarlar […]
Ölüm (Leyla ile Mecnun)
Anlatacaktım ölümlerini bir sonbahar eşliğindeBir kış güneşliğindeFakat baktım bu ölüm değil diriliştirTabiatı aşan bir bildiriştirNe güz ne sarı renk bu göçü anlatırBu kan rengi bu kıpkızıl öçü anlatırGörünüşte kırmızı gerçekte yeşilGörünüşte öç hakikatte değilFaninin sonsuzla barışmasıAffın mağfiretle yarışmasıYaprağın düşüşü değil bu toprağaBir yıldırım çarpışıdır dağaSonbahar değil ilkbahardırÖlümden sonra ölümsüz hayat vardırBulutlar açılır güneş çıkarYağmur taneleri […]
Donuk Aşk
Yine akşam oldu,Yalnızlık omuzlarıma çivisini çaktı yine,Uzaklık aynı gerçi,Heryerdeyken olan uzaklığın pek değişmedi,Yine akşam oldu orda olduğu gibi,Görebiliyorum seni burdan da,Aynısıydı ordayken de,Uzaklıktan korkmuyorum belki de,Orada da aynıydı uzaklık gerçiDonuklaşmış oldu artık bu,Bir o kadar da hüzünlü romanlar gibi,Galiba ben baştan kaybetmişim,Belki de ben baştan kazanmışım, insanlık kaybetmiş… (KAYNAK : ANTOLOJİ)
Monna Rosa -II- Ölüm ve Çerçeveler
Bir lamba yanıyor, hafif ve sarı;Garip bir yolculuk, tren ve Gülce.Bir hançer bölüyor, ah, rüyaları:Bir rüya, bir hançer, bir el; ve, ve, ve… Lambalar yanıyor, hafif ve sarı;Gece kar yağacak sabaha kadar.Toprakta et, kemik çıtırtıları…Yarı ölüleri bir korku tutarDeğince bir taşa kafatasları.-Ölüler ki yalnız tırnakları var,Ve yalnız burkulmuş diz kapakları…- Bir lamba yanıyor, hafif ve […]
Monna Rosa -IV- Ve Monna Rosa
Peygamber çiçeğinin aydınlığında araSana doğru uzanan çaresiz ellerimi.Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara:Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi.Koyverip telli pullu saçlarımı rüzgara,Bir çocuğun ardına düşen heykellerimiPeygamber çiçeğinin aydınlığında ara… Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştüVe boğazımı sıktı parmaklar ince, uzun.Günahkar toprağıma saçından bir tel düştü;Sana ne olmuş Rosa, bir derde tutulmuşsun.Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle […]
Monna Rosa -I- Aşk ve Çileler
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak.Kanadı kırık kuş merhamet ister.Ah senin yüzünden kana batacak.Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. Ulur aya karşı kirli çakallar,Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.Mona Rosa bugün bende bir hal var.Yağmur iri iri düşer toprağa,Ulur aya karşı kirli çakallar. Açma pencereni perdeleri çek,Mona Rosa seni görmemeliyim.Bir bakışın ölmem […]
Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine
Gelin gülle başlayalım atalara uyarakBaharı koklayarak girelim kelimeler ülkesineBir anda yükselen bir bülbül sesi-Erken erken karlar ortasındaGüneş dönmüş ışık saçan bir yumurta-Bana geri getirir eski günleri…Paslanmış demir bir kapı açılırKüf tutmuş kilitler gıcırdarkenTa karanlıklar içinde birdenBir türkü gibi yükselirsin senFısıldarım sana yıllarca içimde birikenSöyleyemediğim ateşten kelimeleriŞuuraltım patlamış bir bomba gibiSaçar ortalığa zamanınAğaran saçın toz toprağınıBana […]